İstanbul şu sıralar moda severleri yakından ilgilendiren çok önemli sergilere ev sahipliği yapıyor. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz Beymen’in 50. Kuruluş yılına özel olarak Tophane-i Amire’de açılan “Golden Opulance” sergisi. Yaşadığımız coğrafyada lüksün 500 yıllık yolculuğu, aralarında Valentino, Dior, Givenchy, Etro, Zimmermann, Brunello Cucinelli, Dolce & Gabbana ve Balmain gibi küresel modaya yön veren markaların bulunduğu moda evlerine ilham verdi ve ortaya sergi, belgesel ve kitaptan oluşan muhteşem bir proje çıktı.
Gazeteci ve yazar Laurence Benaïm’in küratörlüğünde hayata geçirilen sergi, iki yıllık çok yönlü bir çalışmanın ürünü. Alanında en iyilerin bir araya getirildiği sergi için önce bir danışma kurulu oluşturuldu. Bu kurul, bizim 500 yıllık tarihimizden çeşitli objeler, mücevherler, el yazmaları, bize dair motif ve süslemeleri bir araya getirdi. Elde edilen bu zengin bir veri, 50’yi aşkın küresel marka ile paylaşıldı. Markaların kreatif yönetmenleri bu verilerden ilham alarak kendi tasarım kodlarını yansıtan özel parçalar tasarlayıp üretti. Elbise, ayakkabı, çanta, takı ve şişeden oluşan bu parçalar bu ay İstanbul’a taşındı. Sergi alanı olarak belirlenen Tophane-i Amire’deki yerleşim, dünya moda haftalarında önemli projelere imza atan tasarım ve prodüksiyon ajansı Bureau Betak tarafından yapıldı. “Precious Dreams”, “Bosphorus Gardens” ve “Mineral Roundness” temalarıyla üç bölümden oluşan “Golden Opulence” sergisinin fotoğrafları Laziz Hamani tarafından çekildi; kitap haline getirilmesi ise yine alanında en iyilerden olan Assouline Publishing’e verildi.
Dice Kayek ve Erdem gibi Türk tasarımcılara sahip markaların da yer aldığı sergide İstanbul’dan Özgür Masur ve Dilek Hanif’in tasarımları da yer alıyor. Ayrıca Sanatçı Hakan Yılmaz’ın, dijital eseri “In The Mind of a Designer” ve Japon sanatçı Miyouki Nakajima’nın “Flowers” adlı çalışmasının da görülebileceği sergi 12 Aralık’a kadar gezilebilir.
TASARIMCILAR SERGİ NE DEDİ?
Pierpaolo Piccioli (Valentino Kreatif Direktörü)
“Valentino’nun çağdaş ve tarihi senaryosunun en iyi yanları olan hacim, tüy, doku ve renkleri alarak Türk romantik sembolü lalelerle süsledim. Bu iki lale, Boğaz’da birbirini kovalayan iki âşık gibi…”
Marco De Vincenzo (Etro Kreatif Direktörü)
“Beymen için yaptığım bu tasarım, yıllar önce yansımaları ve yoğunluğuyla beni derinden etkileyen, Boğaz’da deneyimlediğim ilk gün batımına övgü niteliğinde.”
Olivier Rousteing (Balmain Kreatif Direktörü)
“Ekibim ve ben, Osmanlı zanaatkarlarının ünlü ihtişamını Türkiye’nin zengin mirasıyla birleştirerek olağanüstü kumaşlara, boncuklar ve mücevher niteliğindeki detaylarla nakışlara yansıttık. Ve tüm bu güzellikleri, Balmain’in geçmişten bu yana takdir gören Parizyen terzilik becerilerini, net kesimlerini ve etkileyici hacimli formlarını süslemek için kullandık.”
Martine Assouline (Assouline Publishing Kurucusu)
“Yıllar önce İstanbul’u keşfetmek gerçek bir mucizeydi çünkü bu şehir, kendi kültürel eğitimim sırasında zihnimde yarattığım ve biriktirdiğim tüm imgeleri aşıyordu. Beymen, Doğu ile Batı arasındaki ilhamların kesişimini ve İstanbul’un, bu zengin kültürel tarihin kalbinde nasıl yer aldığını anlatan bir kitabı hayata geçirmeyi önerdiğinde bu benim için adeta bir hazineyi açmak gibiydi.”